Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ‘Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi (ABBK-CoR) 33. Türkiye Çalışma Grubu Toplantısı’na katıldı. Avrupa’nın dört bir yanından gelen yerel temsilcilerle Türkiye’den belediye başkanları ve yerel yönetişim aktörleri, bu toplantı sayesinde aynı masada buluştu. Toplantı yalnızca diplomatik bir etkinlik değil; aynı zamanda, Türkiye-AB ilişkilerinin yerel yönetimler boyutunun ele alındığı ve tematik alanlarda birlikte öğrenme, deneyim paylaşımı fırsatı sunan önemli bir buluşma oldu. 33. Türkiye Çalışma Grubu Toplantısı (TÇG) 2025 yılının ikinci TÇG toplantısı olarak İstanbul’da, Maltepe Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantının ana teması da ‘Katılım Sürecinin Temel Taşı Olan Demokratik Yerel Yönetişim’ olarak belirlendi.
Başkan Seçer toplantı öncesinde ise ABBK Türkiye Çalışma Grubu Başkanı Jelena Drenjanin ile ikili görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede yerel yönetimlerin AB ile iş birliği süreci ve demokratik yönetişim konuları ele alındı.
TBB Başkan Vekili Seçer’den tutuklu belediye başkanlarına selam
Başkan Seçer, konuşmasına başlamadan önce; kolon kanseri nedeniyle yoğun bakımdayken hayatını kaybeden Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ı anarak, çok değerli bir belediye başkanını kaybettiklerini kaydetti. Seçer, “Hastalıkla, çok genç yaşta yoğun mücadele etti ama başaramadı. Işıklar içerisinde uyusun” dedi. Seçer ayrıca; TBB Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, TBB Başkan Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile birlikte tutuklu bulunan tüm belediye başkanlarına selam gönderdi. Seçer, “Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti anlayışı kurum ve kuralları ile yerleşene kadar; bu uğurda mücadele eden ve demokrasiyi içselleştirmiş biz siyasiler olarak mücadelemizi devam ettireceğiz. Bundan da hiçbir endişem yok, mutlaka başarılı olacağız” diye belirtti.
“Bu toplantı; Türkiye-AB ilişkilerinin yerel yönetimler boyutunu ele aldığımız bir buluşma”
Gerçekleştirilen toplantı sayesinde, Avrupa’nın dört bir yanından gelen yerel temsilcilerle Türkiye’den belediye başkanlarını ve yerel yönetişim aktörlerini aynı masada buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden Seçer, “Bu toplantı yalnızca diplomatik bir etkinlik değil; aynı zamanda, Türkiye-AB ilişkilerinin yerel yönetimler boyutunu ele aldığımız ve bizlere tematik alanlarda birlikte öğrenme ve deneyim paylaşımı fırsatı sunan önemli bir buluşmadır” ifadelerine yer verdi.
“Yerel demokrasimizi güçlendirerek belediyelerimizin uluslararası alanda daha etkin birer aktör hâline gelmesini amaçlıyoruz”
TBB’nin, Türkiye’deki belediyelerin tamamını ulusal ve uluslararası düzeyde temsil eden ve dünyada benzeri az görülen bir yapıya sahip olduğundan söz ederek, birliğin bu benzersiz yapının beraberinde getirmiş olduğu siyasi çeşitlilik, coğrafi kapsayıcılık ve temsil gücü sayesinde, Türkiye’de yerel yönetimlerin ortak sesi, koordinasyon ve öğrenme merkezi haline geldiğinden bahsetti. Seçer, “Birlik olarak yerel yönetimler arasında iş birliğini geliştirmeyi, iyi yönetişim kültürünü yaygınlaştırmayı, katılımcılığı teşvik etmeyi ve yerel demokrasimizi güçlendirerek belediyelerimizin uluslararası alanda daha etkin birer aktör hâline gelmesini amaçlıyoruz” dedi.
“Demokrasi olmadan barış, adalet ve refahın sürdürülebilmesi mümkün değildir”
Dünyanın savaşlar, jeopolitik değişimler, demokratik gerilemeler, iklim krizi ve toplumsal kutuplaşma gibi birçok zorlukla karşı karşıya kaldığını anlatarak, tüm bunların çözümünün ise kurumsallaşmış bir demokrasiden geçtiğinin altını çizen Seçer, “Demokrasi olmadan barış, adalet ve refahın sürdürülebilmesi mümkün değildir. Ancak maalesef görüyoruz ki; bugün dünya çapında demokrasiler bir meşruiyet krizi yaşıyor. Kurumlara olan güven zayıflıyor, siyaset ile vatandaş arasındaki mesafe artıyor. Bu boşluğu doldurabilecek en güçlü aktörler ise yerel yönetimler ve yerel yöneticilerdir. Çünkü belediyeler yalnızca yöneten değil, aynı zamanda dinleyen, danışan ve birlikte üreten kurumlardır. Vatandaşların doğrudan temas ettiği, sorunlarına en hızlı çözümler aradığı merciler yerel yönetimler ve belediyelerdir” diye konuştu. Demokrasinin yeniden güçlenmesinin tabandan tavana doğru olması gerektiğini de ifade eden Seçer, bunun da yerel düzeyde çok katmanlı bir yönetişim anlayışıyla mümkün olduğunu sözlerine ekledi.
“Demokrasi en görünür haliyle belediyelerde, mahallelerde ve sokaklarda hayat buluyor”
Seçer; küresel ölçekte demokrasinin yeniden tanımlandığını; yerel yönetimlerin önemi ve yönetişim kavramının da her geçen gün daha fazla ön plana çıktığını ifade etti. Demokratik yönetişimin sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir parçası olduğunu da dile getiren Seçer, Avrupa Konseyi’nin; geçtiğimiz yıl yayımladığı Avrupa İçin Yeni Demokratik Pakt’a Doğru Yol Haritası’nı anımsattı. Bu yol haritası ve Reykjavik Zirvesi’nde kabul edilen ‘10 Demokrasi İlkesi’ ile yalnızca Avrupa kıtasında değil, tüm dünyada demokrasinin geleceği açısından tarihî bir çağrıda bulunulduğunu da sözlerine ekleyen Seçer, “Demokrasinin yalnızca korunması değil; öğrenilmesi, uygulanması ve gelişmesi gerektiğini vurgulayan bu yaklaşım, yerel yönetimlerin demokratik sistemdeki rolünü bizlere yeniden hatırlattı. Demokrasi en görünür haliyle belediyelerde, mahallelerde ve sokaklarda hayat buluyor. Vatandaşın yönetime dokunabildiği, karar süreçlerine katılabildiği her fırsat; demokrasinin yeniden nefes aldığı bir alan haline geliyor” dedi.
“Demokrasi ancak yenilenerek yaşayabilir”
TBB olarak bu anlayışla hareket ettiklerini ve geçtiğimiz Eylül Ayı’nda Avrupa Konseyi ile iş birliği içerisinde ‘Yeni Yerel Demokrasiye Doğru’ başlıklı bir çalıştay düzenlediklerini hatırlatan Seçer, “Bu çalıştayda demokrasimizin bugününü ve geleceğini yerel yönetim perspektifinden tartıştık. Çalıştayın 2. bölümünde ise ‘Demokrasi İçin Yenilikçilik’ konusu ele alındı. Katılımcılar; demokrasinin ancak yenilenerek yaşayabileceğini, vatandaşın sesine kulak veren, dijital araçları ve yeni müzakereci yöntemleri kullanan bir yapıya dönüşmesi gerektiğini vurguladı” ifadelerine yer verdi. Seçer; çalıştaydan elde ettikleri geri bildirimleri önümüzdeki dönemde hem belediyelere verecekleri desteklerde hem de çeşitli kamu kurumları ve uluslararası kuruluşlarla sürdürülen iş birlikleri ve faaliyetlerde temel bir referans olarak değerlendireceklerini ifade etti.
“Belediyelerimizi Avrupa Konseyi’nin Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Markası (ELoGE) gibi çeşitli araçlarla bu dönüşüme hazırlamak için çabalıyoruz” diyen Seçer, bunu belediyelerin kendi yönetimlerini vatandaş gözüyle değerlendirebilmeleri için güçlü bir mekanizma ve iyi yönetişimin yerelde kurumsallaşmasına katkı sunan güçlü bir fırsat olarak gördüklerini söyledi. Demokratik sistemin sürdürülebilirliğinin vatandaşın güveninin kişilere değil; kurumlara dayandığı bir yapıdan geçtiğini sözlerine ekleyen Seçer, “Bu güvenin tesis edilmesi ise şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcılık gibi ilkelerin yönetim anlayışımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle mümkün olabilir” diye belirtti.
“Vatandaşlar yerel yönetimlerin icraatlarını görebildiğinde, demokrasi yerelden güç kazanacak”
Seçer, vatandaşların bütçe, harcama ve karar alma süreçlerini görebildiği ve yerel yönetimlerin sözlerinin yanında icraatlarını da takip edebildiğinde, demokrasinin yerelden güç kazanacağına vurgu yaptı. Toplantının teması olan; ‘Katılım Sürecinin Temel Taşı Olan Demokratik Yerel Yönetişim’ konusunun gerek Türkiye’nin yerel yönetişim vizyonu gerekse Avrupa ile ilişkilerin geleceği açısından özel bir anlam taşıdığını ifade eden Seçer, “Biliyoruz ki AB Müktesebatı’nın büyük bir oranı yerel yönetimler tarafından uygulanmaktadır. Türkiye ile AB arasındaki iş birliği, yalnızca merkezi kurumlar arasında yürütülen teknik süreçlerden ibaret değildir. Kentlerimizde, belediyelerimizin projelerinde, ortak ağlarda ve iyi uygulama paylaşımında her gün yeniden inşa edilen çok katmanlı bir ilişkidir. Bu nedenle demokratik yerel yönetişimi güçlendirmeye yönelik her adım, aynı zamanda Türkiye-AB ilişkilerinin niteliğini ve derinliğini doğrudan etkileyen stratejik bir yatırımdır” dedi.
Seçer, demokrasinin bir miras değil; emek isteyen bir canlı olduğunu ve yenilenerek çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “TBB olarak, ‘Daha iyi bir gelecek yerelden gelecek’ anlayışıyla Avrupa’nın ve dünyanın demokratik geleceğine yerelden katkı sunmaya, değerlerimizi paylaşmaya ve birlikte öğrenmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Toplantının Türkiye-AB ilişkilerinin güçlendirilmesi adına değerli çıktılar üretmesini temenni eden Seçer, ev sahipliği için Maltepe Belediyesi’ne ve toplantıda emeği geçen Avrupa Bölgeler Komitesi ile Dışişleri Bakanlığı’na, tüm üyelere ve katılımcılara teşekkür ederek sözlerini tamamladı.
Haberin görüntüsünü indirmek için tıklayınız.
14 Aralık 2025 16:59